Kendime eşlik ederken...
- Pınar Deniz Mermer
- 8 Şub 2020
- 1 dakikada okunur
Beyin, yeni deneyimler edindikçe, repertuara yeni davranışlar ekliyor. Davranışlar tekrar edildikçe otomatikleşiyor. Bir yerde verilen sağlıklı tepki, başka yerde, hiç beklemediğimiz anda kullanılmak üzere heybemize atılıyor. Anksiyetem beni sıkıştırdığı halde sahneye çıkıyorum. Siz beni bir de şarkı söylerken görün. Sesim çıkmıyor. Ama evde yalnızken canavar gibi çıkıyor sesim? Kayak yaparken tüm bedenim kasılıyor. Düşmekten ödü kopan bir insanın kasılmasını, o insanının bedeninin aldığı hali düşünün, öyle devam ediyorum kaymaya. Çünkü inanıyorum, deneye deneye açılacağımı biliyorum. Kolay mı bilmediğin memleketlerde uçaklara binmek, otellerde kalmak, eğitimler vermek, türlü türlü insanla karşılamak? Önce kolay değildi. Şimdi kolay. Kolay mı kendi sesini duymak? Kendine eşlik ederken, seni sürekli yeren bir ses yerine seninle olmaktan memnun olduğunu söyleyen bir ses geliştirmek? Kolay değildi. Şimdi kolay. Denemeyi bırakmayın diye boşuna söylemiyorum. İlk İngilizce, Hollandaca, Almanca, Fransızca cümlenizle, onlarca deneme sonraki cümleniz aynı mı? Deneyin. Korksanız da yapın. Yapamayın. Batırın. Deneyin. Çalışın. Yine yapın. Benim çıkıp bir şeyler anlattığımda sarf ettiğim çaba 1000 birim, kendiliğinden dışa dönük ve konuşma becerisi gelişmiş birinin bir şeyler anlatırken çabası 10 birim...

Ben dışadönük biri değilim ama bazı şeyler, 1000 birimlik çabayı hak ediyor. Etmiyor mu?
Комментарии